3-9 Kasım ORGAN BAĞIŞ HAFTASI

organ-bagisi-sloganlar-4lutfen-beni-bagislayin-indigo-dergisi

 

Kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar, uygun organ bulunamadığı takdirde yaşamlarını kısa bir süre içinde kaybetmektedir. Bugün ülkemizde 60.000’ e yakın kronik böbrek yetmezliği hastası diyaliz cihazlarına bağlı olarak bir gün böbrek nakli olabilmek umuduyla yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Nakil bekleyen hastaların bazıları ise tedavi olabilmek umuduyla yurt dışında çareler aramaktadır.

Organ bağışının dini yönden sakıncası yoktur. Büyük dinlerin çoğu organ bağışını onaylamakta ve desteklemektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 06.03.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır.
İlimizde organ bağışları için başvurular; İl Sağlık Müdürlüğünde, Hastanelerde, Emniyet Müdürlüklerinde(ehliyet alımı sırasında), Organ nakli yapan merkezlerde, Organ nakli ile ilgilenen Vakıf, Dernek vb. kuruluşlarda yapılabilir.
Organ bağışında bulunabilmek için; organ bağışı kartını iki tanık huzurunda doldurup imzalamak yeterlidir.Organ bağışı yapanların, bu durumdan ailelerini de haberdar etmeleri daha sonra çıkabilecek problemleri önlemek açısından yararlı olacaktır.Organ bağışında bulunan kişilerin organ bağış kartını daima yanında taşıması organ bağışı işleminin karışıklık ve gecikme olmaksızın yerine getirilmesini sağlayacaktır.Kişi organ bağışından vazgeçtiği anda organ bağış kartını taşımaktan vazgeçmeli ve bu kararını ailesine bildirmelidir.
Vatandaşlarımızı 03-09 KASIM ORGAN BAĞIŞ HAFTASI” etkinlikleri çerçevesinde organ bağışında bulunmak için İlimizdeki sağlık kuruluşlarına başvurmaya davet ediyoruz.

EMZİRME HAFTASI

'Emzirme Sürdürülebilir Kalkınma İçin Bir Anahtardır'

Son 30 yıldır anne sütü üzerinde yoğunlaşan çalışmalar anne sütünün eşsiz bir besin olduğu ve bebek beslenmesindeki yerinin doldurulamayacağı gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Bunun sonucu olarak anne sütü kullanımı tüm dünyada tekrar yaygınlaşmıştır.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerin yaygın bir sorunu olan yetersiz ve dengesiz beslenme; bir yandan bireylerin fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişimlerini, diğer yandan da toplumun ekonomik ve kültürel gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuz etkiler en çok bebeklerde ve çocuklarda görülmektedir. Önemli ölçüde anne sütünün yeterli süre verilmemesiyle ortaya çıkan malnütrisyon aynı zamanda beslenme bozuklukları, ishalli hastalıklar ve alt solunum yolu hastalıklarının da zeminini hazırlamaktadır. Bu hastalıklardan korunmada anne sütü ile beslenmenin önemi çok büyüktür. Anne sütü, bebeklerin sağlıklı büyüme ve gelişmelerine katkı sağlamanın yanında aile ve ülkeye sosyal ve ekonomik getirileri olan ideal ve vazgeçilmez bir besin kaynağıdır.

Bebek beslenmesinde ilk 6 ay anne sütü verilmesinin önemi bebeğin beslenme, büyüme, gelişim ve hastalıklardan korunması için ideal içeriğe sahip olmasından kaynaklanır. Bu sebeplerle de birçok uluslararası ve ulusal kuruluş emzirmeyi bebek beslenmesinde öncelikle tercih edilmesi gereken beslenme yöntemi olarak belirlemiştir.

Konu ile ilgili olarak Bakanlığımız tarafından ülkemizde çocuk sağlığının korunması, hastalıkların azaltılması, bebek ve çocuk ölümlerinin önlenmesi için diğer çocuk sağlığı programlarına paralel olarak 1991 yılından itibaren “Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı”   yürütülmektedir.  Program başlangıcından bu güne 1065 “Bebek Dostu Hastane” sayısına ulaşılmıştır. Ülkemizde gerçekleşen doğumların büyük çoğunluğu ise Bebek Dostu Hastanelerde gerçekleşmektedir.

“EMZİRME SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN BİR ANAHTARDIR.”

MEME KANSERİ BİLİNÇLENDİRME AYI

04 Eki 2016

'Farkındayız, Kanseri Yeneceğiz!'

Meme kanseri dünyada en sık görülen ikinci, kadınlarda ise açık ara en sık görülen kanserdir. 2012 GLOBOCAN verilerine göre dünyada 1,67 milyon yeni meme kanseri olgusu gelişmiştir. Ölüm nedenlerine bakıldığında ise dünyada kanser nedenli ölümlerde 5. Sırada, kadınlarda; Gelişmekte olan ülkelerde en sık kansere bağlı ölüm nedeni, gelişmiş ülkelerde ise akciğer kanserinden sonra ikinci ölüm nedenidir. 2012’de Dünyada 522.000 kadın meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetmiştir Ülkemizde ise meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser olup insidansı 45,9’dur.

Ülkemizde meme kanseri taramaları Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim (KETEM) birimlerinde yürütülmektedir. Her ilde en az bir KETEM bulunmaktadır. Meme kanseri taramalarına katılım oranlarını ve taramaların etkinliğini arttırmak amacıyla son yıllarda mobil mamografi cihazları yaygınlaştırılmaya başlanmıştır. Ayrıca Merkezi Raporlama uygulamasıyla da tarama mamografisi raporlarının standardizasyonu ve kalite denetimleri sağlanmıştır.